Alevilik Tarihi, ezilenlerin, katledilenlerin, baskıdan dolayı takiyye yapanların, asimile edilenlerin ve egemenlere karşı verilen mücadelelerin tarihidir. Bir Yol'dur, bir yaşam biçimidir, bir felsefedir. Anadolu'daki her renkten, her ırktan, her inançtan emekçi halkların egemenlere karşı yürüttüğü mücadelenin hem ruhunu, hem toplumsal dinamiğini hem de devrimci değerlerini o günlerden alıp bugünlere taşır. Bu açıdan bakıldığında, tüm katliamlara rağmen Anadolu'da ezilen halkların öncü dinamiği ve "Adalet- Eşitlik- Özgürlük" mücadelesinin bayrağı Alevilik olmuştur.
Alevilikle ilgili güncel tartışmalarda, bizi en fazla meşgul eden, ilgilendiren taraf, Aleviliğin İslam ile olan bağı ve bu bağın tarihsel süreçte yaşanılan ve bize kadar uzanan bir etkisinin sürdürülebilir olup olmadığıdır…
İslamiyet'i kabul edelim veya etmeyelim, Alevilik tarihini şöyle veya böyle etkilemiştir, etkilemeye de devam etmektedir. Anadolu'ya akın akın gelen Türkmenlerin, Rum Abdallarının, Horasan Erenlerinin, ozanlarımızın, sadıklarımızın, aşıklarımızın ve bunun yanı sıra Alevilikle harmanlanmış tarikatların az veya çok, Arap kültürüyle, gelenek-görenekleriyle, örf ve adetleriyle yoğrulmuş bir İslamiyet'ten etkilendiğini inkâr edemeyiz.
"Bu açıdan bakıldığında İslamiyet'e de bir göz atmanın sanırım ki kimseye zararı olmayacaktır" diyerek hafızamızı temizleyeceğiz.
Aşk ile...