Peygamberlik ya da nübüvvet algısını dile getirirken sıklıkla başvurulan bir unsur olan 'Peygamber'e itaat' kavramı, tarihsel süreçte görüldüğü gibi meselenin tahrif edilmesinde önemli bir basamağı oluşturmaktadır. Zira Kur'an'ın bahsetmiş olduğu 'Peygamber'e itaat etme' olgusu, Yüce Allah'ın elçisi olması hasebiyle onun getirdiklerine itaat etmek anlamına gelmektedir. Bu açıdandır ki, geleneksel tasavvurun haksız olarak ileri sürmüş olduğu gibi Peygamber'e itaat etmek demek, hadis ya da sünnetin bütününe itaat anlamına gelmemelidir. Bu konuda delil babında sayılabilecek olan peygamberlerin kendileri, sahabiler, hatta âlimlerin pek çoğunun uygulamalı konsensüsü de bulunmaktadır. Zira daha onlar hayattayken arkadaşları tarafından yapılan ve bugün itibarıyla itaatsızlık anlamına gelebilecek uygulamalar görülmektedir. Peygamberlerin özellikle de Hz. Muhammed'in bu uygulama ve tercihleri, hatta karşı koyuşları itaatsizlik olarak anlamaması demek, peygambere itaatın sünnet ve hadise bütünüyle itaat olmadığı, bilakis gönderilmiş olan vahye itaat olduğu anlamına gelmektedir.