Geçmişin kültür mirasının, özellikle de bu mirasın kolayca yok olabilecek bazı kırılgan parçalarının zamanın tahribine uğramadan günümüze ulaşabilmiş olmasını, bütün hayatlarını bu nesneleri toplamaya, korumaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya adamış bir dizi adsız kahramana borçluyuzdur çoğunlukla. Geçmiş dönemlerin birçok önemli ürünü, bu değerbilir insanlar sayesinde savaşlardan, yıkımlardan ya da doğal afetlerden kurtulmuş ve yüzyılların menzillerini sağ salim katedip, günümüzün modern müze ya da kütüphane koleksiyonlarında yerlerini almışlardır. Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü salonlarında iki bölüm halinde açılmış olan Ali Emîrî Efendi ve Dünyası sergisi, işte bu insanlardan birinin sıradışı serüvenine ışık tutan bir sergi oldu. Çöken imparatorluğun yıkıntıları arasından toplayıp yaşamı boyunca titizlikle koruduğu, sonra da kendi kurduğu Millet Kütüphanesi'ne bağışladığı ferman, kitap ve hatların yanısına Ali Emîrî Efendi'nin "kültür insanı" kimliğini öne çıkaran özel eşya ve belgeleri arasından yapılmış bu derleme, onun tutkuyla bağlandığı bir dünyaya heyecan verici bir yolculuk niteliğinde.
If the cultural inheritance of past, particularly the fragile and perishable pieces of inheritance - such as books, documents, manuscripts or photographs-miraculously manage to survive until the present day, it is mostly through the efforts of a number of nameless heroes, who dedicate their entire lives to the collection, preservation and transmission of these objects to future generations. Thanks to these men, who recognize and appreciate their value, many priceless works of the past have withstood wars, destruction or natural disasters, transcending centuries to assume their places in today's contemporary museums and library collections. Ali Emîrî Efendi and His World exhibition hosted in both the galleries of the Pera Museum and of the İstanbul Research Institute, sought to explore the unconventional adventures of such a man. Through the imperial edicts, books and calligraphic works he excavated from the debris of a deteriorating empire, subsequently preserved and donated to the Millet Library, which he established. Alongside a selection of his personal belongings and documents, we encounter the persona of Ali Emîrî Efendi as a "culture man" and journey into a world he was passionately connected to.