Klasik dönem İslam dünyasında bir kitap nasıl telif ediliyordu? Yazmak dediğimiz fiil bugün anladığımız şekliyle yazarın tek başına üstlendiği bir iş miydi? Klasik düşüncede metin ve yazar birbirine sıkıca bağlı mıydı, yoksa metnin yazardan bağımsız olarak ihtiyaca ve zamana göre değişmesi de hedeflerden biri miydi? Klasik bir esere yoğunlaşan dikkatli bir okuma bizzat metne değil fakat metnin kenarlarına köşelerine alınmış notların bir başka hikâye anlattığını gösteriyor, bir telif hikâyesini…
Âlimler, Meclisler, Râviler, bu sorulardan bazılarını 9./15. asır Memlük'ünün belki de en önde gelen âlimi olan İbn Hacer'in Lisânü'l-Mîzân adlı ansiklopedik eseri çerçevesinde cevaplamayı hedefliyor. Telif zamanından müellifinin vefatına kadar gelişim gösteren bu eser, her biri İbn Hacer'in yakın talebeleri olan beş âlim-müstensihin nüshaları çerçevesinde analize tabi tutuluyor. Böylece yazma eser kültürü bağlamında ilk kez, farklı talebeler tarafından muhtelif zamanlarda kopyalanan ve her biri hocanın kontrolünden geçen nüshalar bir kitabın gelişim seyrini gözlemlemek üzere kullanılıyor ve yazma eserlerin dünyasına, metinlerin canlılığına, hayatlarına dair bir pencere aralanıyor…