Tiyatro ve sinemanın Primadonnasydı. İçindeki tuhaf yara ise en büyük düşmanı...
Tüm erkekler pervaneydi etrafında. Kadınların tahammülünü taşırırdı. Oyuncu Lamia. Müthiş bir kadındı. Kameraların tek aşkıydı. Her kadrajda ışıldar, göz kamaştırırdı. Hey gidi ruhu sürgün Lamia! Lamia'yı yakalamak hep zordu. Makarasından boşalan bir film şeridiydi. Yak, kurtul Lamia! Sert derlerdi onun için. Hatta duygusuz. Ha-hah! O, sadece, hiçbir şeyin farketmediği bir yerdeydi. Hayatının dublajını yapar gibiydi. O ses ve o gözlerdeki o bakış! Abartılı kahkahalar eski huyuydu. Kendinden geçercesine sürdürürdü fisto dudaklarından dökülen yalanlarını...
Benzersiz bir şöhret, güzeller güzeli kız. Trajik bir hayat. Büyük oyunlar, ters hesaplar, sert sevişmeler ve aşk!