Ben, önsözde de belirttiğim gibi 90 yaşındayım ve Arapça da bilmem.
Benim bilgi kaynağım okuduğum: "Türkçe Ku'ran-ı Kerim Mealleri" kitaplarıdır.
Bu kitaplarda aradığım her sorunun yanıtını buluyorum.
Çünkü Yüce Allah'ımız: "Biz bu kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık." (Enam suresi 38. ayet) diyor.
Kur'an'ı Arapça okuyanlar okuduklarını anladıklarını sanırlar amma asla anlayamazlar!
Gelmiş ve geçmiş Diyanet İşleri Başkanları Arapça okudukları Kur'an'ı anlamış olsalardı, -Sabah akşam ve geceye yakın bir vakitte namaz kıl. Kuşkusuz iyilikler kötülükleri giderir. Bu anlatılanlar, ders alanlara bir öğüttür (Hud suresi 114. ayet)- ayet gereği üç vakit olan namazı beş vakit olarak uygulatırlar mıydı?
Sevgili Kardeşlerim, ben gerçekleri Kur'an ayetleriyle yazıyorum ki okuyanlar kontrol edebilsin.
Ülkemiz insanının din konusunda bilgisiz olmasının, tarikatlara, cemaatlere ve şeyhlere yönelmesinin tek sorumlusu "Arapça Kur'an" okunmasında ısrar eden gelmiş ve geçmiş Diyanet İşleri Başkanlarıdır.