Biz rahat yaşayalım diye canlarını, bedenlerini Bedel olarak ödedi onlar…
Kimisi zalim bir dağ başında çarpışarak şehit düştü. Kimisi hain bir kurşunla hayattan koptu. Kimisi düz bir asfalt yolda kahpece kurşunlanarak sakat kaldı.
Korku dağları onları sürekli kayalara çarparak canlarını acıtsa da, bu korkularına canları pahasına yenik düşmediler…
Ölümün kaçınılmaz olduğu çatışmalara ölümüne koştular. Vatan için; gözlerini, bacaklarını ve kollarını verdiler. Bedenlerine, bir ömür boyu iyileşmeyecek yaraları acı hatıralarıyla birlikte kazındı. Ve onlardan sağ kalan gazilerimiz aynı cümleleri tekrar tekrar haykırdılar:
Bir bedel ödenecekse bu vatan için, öderiz kanımızın son damlasına kadar! Ya şehit oluruz ya da gazi! Tıpkı atalarımız gibi, tıpkı dedelerimiz gibi, adam gibi, erkekçe, yiğitçe, mertçe!
Hepsinin acılarla yoğrulmuş birer hikâyeleri mutlaka vardır. Onları dinledikçe hayretler içerisinde kalacak, ürperecek ve bu vatan için nelerini Bedel olarak ödediklerini ibretle okuyacaksınız.