Her insan ister hak isterse batıl olsun, kendi dinini en doğru kabul eder. İnandığı dinî değerlerle dünyada ve ölüm ötesinde mutlu olacağına inanır. Bu bağlamda İslam, insanlığın dünya ve ahiret mutluluğunu temin için Allah tarafından peygamber aracılığıyla gönderilen yegâne dindir. Bunun yanında o, diğer dinleri de bir olgu olarak kabul eder, fakat onların insanlar tarafından üretildiğini ve batıl olduğunu hatırlatır. İslam, Yahudilik, Hıristiyanlık gibi gerek Allah tarafından gönderilen ilahi dinin bozulan şekillerinin, gerekse insanlar tarafından üretilen dinlerin inananlarını ve uygulayanlarını, dünya ve ahirette kurtuluşa erdirmeyeceği uyarısını yapar.
İslam, dinin özünü "Allah inancı" oluşturması sebebiyle, Allah'a inanmayanların veya O'na eş koşanların, din ve insanlık adına yaptıkları güzel, yararlı ve hayırlı işlerin Allah katında bir değeri olmadığını ve bu insanların ahirette kurtuluşa eremeyeceklerini haber verir.
İslam dini, Allah tarafından gönderilen Kur'an-ı Kerim esas olmak üzere, onun hayata geçiriliş ve uygulanış biçimi olan Hz. Peygamber'in sünneti ile birlikte bir bütün oluşturur ve kurumsal bir özellik ve kimlik kazanır. Bundan dolayıdır ki Hz. Peygamber, Veda Haccında insanlığın dünya ve ahiret mutluluğu için Kur'an-ı Kerim ve Sünnete birlikte sahip çıkmalarını ve onların hükümlerini birlikte uygulamalarını tavsiye eder.