Dini konularda neredeyse her kafadan bir ses çıkıyor ve Allah'tan öğrenilmesi gereken din, Allah'a öğretilmeye kalkılıyor. Allah tarafından indirilen dini O'na öğretmeye kalkanlara şöyle söyleniyor Kur'an'da: "Siz Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah gökte ne var, yerde ne var hepsini bilir. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir." (Hucurat Suresi 16) "…De ki: Allah'ın, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz?" (Yunus Suresi 18).
Peygamberimiz Kur'an'da: "Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum." (En'am Suresi 50), "Sizi sadece vahiy ile uyarıyorum." (Enbiya Suresi 45) diyor ve Kur'an bize peygamberimizin hesap günü: "Rabbim gerçekten benim toplumum, bu Kur'an'ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar." (Furkan Suresi 30) diyerek ümmetinden şikâyet edeceğini bildiriyor. Buna rağmen Kur'an ile yetinmeyen ve ayetlerini içlerine sindiremeyenler, bu uyarılara ve "İste bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise (söze) inanıyorlar" (Casiye Suresi 6) gibi ayetlere rağmen "hadis" başlığı altında dinimiz ve peygamberimiz hakkında Kur'an'a uygun olmayan birçok rivayette bulundular ve bu rivayetler ile Allah'ın indirmiş olduğundan uzak yeni bir din uydurdular.
Bu çalışmada geleneksel din algısı açısından Kur'an ile birlikte dinin kaynağı kabul edilen ve en güvenilir hadisleri ihtiva ettiği iddia edilen Kütüb-i Sitte'deki (altı meşhur hadis kitabındaki) hadis rivayetleri ele alınmıştır. Bu rivayetlerin en başta Kur'an ile sonra kendi aralarında sonra da akıl, mantık ve yaratılışımız ile çelişkileri gösterilmeye ve Kur'an'dan hareketle dinimiz ve peygamberimiz hakkında doğru bilinen yanlışlara dikkat çekilmeye çalışılmıştır.