Doruk elini cebine sokup bıçağın kabzasını tuttu. Böyle durumlarda rahatsız oluyordu, neden bir adam kapıda durup boş boş onlara bakıyordu? - Selam amca! çatıda ne işin var? Yardım gerekli mi? "Gerek yoksa biz gidelim," dedi Melih ama adam hala konuşmuyordu, sadece kapıda onlara bakıyordu. Doruk cebindeki bıçağı kavradı ve parmağı ile kılıfını biraz ittirdi. Adam onlara doğru gelmeye başladı, Melih'in yanından geçerken cebinden bir iğne çıkarıp Melih'in bileğine sapladı. Doruk bıçağını cebinden çıkarıp adamın arkasından beline kesik attı. İlk defa bir insana bıçakla ciddi bir şekilde saldırıyordu. Adam Doruk'un kestiği yeri tutarak arkasını döndü. Dorukla göz göze geldiler ve adam cebinden bir iğne daha çıkarmıştı. Doruk bu arada Melih'e baktı ama Melih yere yığılmıştı. Adam Doruk'un üstüne doğru atılınca Doruk bıçağıyla adamın iğne tuttuğu eline hamle yaptı ve pazu kısmını kesti. Adam iğneyi elinden düşürüp inleyerek yere çökmüştü. Pazusunu tutup kıvranıyordu. Sokaktan gelen ışıklarla Doruk adamın kolundan akan kanları gördüğünde eli titremeye başlamıştı. Bıçağı sallayıp üstündeki kanları kılıfına silerek kılıfına takıp cebine geri koydu ve Melih'in yanına gidip durumuna baktı. Ağzı açık şekilde yerde yatıyordu. Nabzını kontrol etti hala hayattaydı ama iğnedeki sıvı onu uyuşturmuştu galiba. Doruk Melih'in kolundan tutarak kapıya doğru sürükledi. Merdivenlerden nasıl indireceğini düşünürken adamın konuştuğunu fark etti.