Havaların ısınmasıyla birlikte başı dumanlı dağların yamaçlarındaki karlar da erimeye başlamıştı. Eriyen karların suları önce küçük dereler hâlinde birikip daha büyük derelere karışırken, adeta her bir su damlası yeniden buluşmanın neşesiyle birbirini selamlıyordu. Bu derelerin sularıyla beslenen orman ise, bu coşkuya içinde yaşayan tüm canlıları sarmalayarak karşılık veriyordu ancak huzur dolu ormanın kucağında yaşanan bu coşkuyu ve güzel bahar mevsiminin insanın içini ısıtan hikâyesini burada kesmek zorundayız. Çünkü saatin tik takları, gizemler ortaya dökülsün diye anbean çalışıyor ve şimdi biz zamanın akreple yelkovanına tutunarak çok geç olmadan yol almalıyız. Bu güzel ormanın yakınlarında bir kasabada yaşayan ve farklı yeteneklere sahip dört kardeşin, evlerinde çıkan yangından sonra aniden ortaya çıkan gizemli amcaları Cem Sayan ile birlikte yaşadıkları sırlarla dolu hikâyesini ortaya çıkarmalıyız. Şimdi "Uykusuz kalmak umurumda değil" diyorsanız ya da kalbiniz korku, üzüntü gibi duygulara karşı dayanaklıysa gelin, hikâyemize başlayalım.
Altın Kitap-Kaçış
''Cem Sayan, salonun ortasında delirmiş gibi bağırırken bir yandan eline geçen her şeyi sağa sola fırlatıp kırıp döküyor bir yandan da çocukları elinden kaçıran İdris'e küfürler yağdırıyordu. O kadar öfkeliydi ki; içindeki ses bile susmuş onu dinliyordu. Cem Sayan aynı anda birçok şeye öfke duyuyordu aslında. "Küçük sıçanlar" dediği yeğenleri sadece kaçmakla kalmamış, onun yıllardır bin bir emekle meydana getirdiği laboratuvarını da dağıtarak gitmişlerdi. Bütün deneysel çalışmaları neredeyse yok olan Cem Sayan: "Ne cüret ama!" diye düşündü. Bunu, onlara pahalıya ödetmesi gerekiyordu ama şu anda onun için asıl sorun onların nerede olduklarıydı.'' ''Yolculuk'' ile başlayan dört kardeşin nefes kesen macerası bu kez ''Kaçış'' ile devam ediyor. Kötü kalpli amcaları Cem Sayan'ın elinden kaçmayı başaran çocuklar, pek çok sırrı çözmeyi başarsa da çıktıkları yeni macerada kendilerini daha da karanlık yeni sırların içinde buluyorlar. Bakalım Sayan ailesinin yetenekli dört küçük üyesi, ortaya çıkan yeni sırlar karşısında bu kez ne yapacak?
Altın Kitap-Kavuşma
''Cem Sayan, salonun ortasında delirmiş gibi bağırırken bir yandan eline geçen her şeyi sağa sola fırlatıp kırıp döküyor bir yandan da çocukları elinden kaçıran İdris'e küfürler yağdırıyordu. O kadar öfkeliydi ki; içindeki ses bile susmuş onu dinliyordu. Cem Sayan aynı anda birçok şeye öfke duyuyordu aslında. "Küçük sıçanlar" dediği yeğenleri sadece kaçmakla kalmamış, onun yıllardır bin bir emekle meydana getirdiği laboratuvarını da dağıtarak gitmişlerdi. Bütün deneysel çalışmaları neredeyse yok olan Cem Sayan: "Ne cüret ama!" diye düşündü. Bunu, onlara pahalıya ödetmesi gerekiyordu ama şu anda onun için asıl sorun onların nerede olduklarıydı.'' ''Yolculuk'' ile başlayan dört kardeşin nefes kesen macerası bu kez ''Kaçış'' ile devam ediyor. Kötü kalpli amcaları Cem Sayan'ın elinden kaçmayı başaran çocuklar, pek çok sırrı çözmeyi başarsa da çıktıkları yeni macerada kendilerini daha da karanlık yeni sırların içinde buluyorlar. Bakalım Sayan ailesinin yetenekli dört küçük üyesi, ortaya çıkan yeni sırlar karşısında bu kez ne yapacak?