Küzenk'in hikayelerini dinledim, Ergun Küzenk Kurosava'ya benziyor.Kurosava'nın, "Ben çekeceğim sahnede hüznün açığa çıkmasını istiyorsam fonda mutlaka neşeli bir çocuk şarkısı çalarım" sözleri geliyor aklıma. Alviran'ın Kızları'nı okurken arkada duyduğunuz neşeli çocuk şarkısı hikayenin kederini daha da katmerliyor. Ergun Küzenk E. Galeano'ya benziyor. Onun ahvadından… Yazdıklarına hikaye, öykü ya da deneme demekten daha çok "anlatı" tabiri yakışıyor. Anadolu insanının kederini anlatıyor Küzenk, gülümsemesinin ardına saklayarak üstelik.
Galeano için "yaşadığı sürece matadorun değil, boğanın tarafını tuttu" derler. Küzenk de hikâyelerinde hep mazlumun, yoksulun, ötekinin, çaresizin yanında duruyor.Ergun Küzenk bana benziyor.Yazdıkları yaşadıklarından başka bir şey değil. Yaşadıkları da ne yazık ki bu coğrafyada bin yıldır anlatılan, yaşanan ve yazılanlardan azade değil.Acıyla hemhal olmuş bir coğrafyanın kenarına oturmuş bir bilge sakinliğiyle bize çocukluğunu, anasını, babasını komşularını, bitmeyen kederini ve umutlarını her daim ışıldayan neşesiyle anlatıyor Küzenk. Kulak verelim.
-Ercan Kesal