Amerika Anılarım
Hayaletler evinden çıkarken bir ses: "Aman ha, bu hayaletlere yüz vermeyin, sonra sizi bırakmazlar" diye bizi uyardı. Gülüp geçecektik ama çok geçmeden raylar üzerinde yürüyen arabamız birden biraz yan yattı ve yol boyunca uzanan aynada oğlumla benim aramıza koca bir hayaletin oturmuş bizimle birlikte çıkışa yöneldiğini gördük... Mangalda pişen köftelerin kokususu alan bir kedi bize doğru yaklaşıyordu. Eşim onu "pişt" diye kovmak istedi. Hayvan bana mısın demedi. Oğlum, kedinin bizi anlamadığını söyledi. "Nasıl olur" dedim. "Bir kedi 'pist' dersen gider, 'pisi pisi' dersen gelir." Oğlum gülüyordu. "O halde 'pisi pisi'de bakalım gelecek mi." Hemen denedim. Parmaklarımı birbirine sürtüp "Gel pisi pisi" dedim. Koşup atlaması gereken kedi yerinden kımıldamadı bile. Meğerse kedileri çağırma, kovma sözcüklerinin de İngilizcesi varmış.
Devamını Oku