19. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı topraklarında görünmeye başlayan Amerikan misyonerleri başlangıçta Suriye ve Filistin bölgesinde yürütmüş oldukları faaliyetlerini, zamanla Osmanlı ülkesinin her tarafında açmış oldukları okul, hastane, yetimhane ve kilise gibi kuruluşlarla devam ettirmişlerdir. İngiliz misyon örgütleri ile işbirliği içinde ve İngiliz ve Amerikan diplomatlarının korumasında yürütülen Amerikan misyoner faaliyetlerinin 1840'lı yıllardan sonra Bulgarlar ve Ermeniler arasında yoğunluk kazandığı görülmüştür. Diğer devletlere mensup misyon örgütleri gibi, Amerikan misyon örgütlerinin faaliyetleri de dini olmaktan çok siyasi yönüyle Osmanlı devleti için bir tehlike ve tehdit unsuru olarak gelişmiş ve çoğu zaman Osmanlı-Amerikan diplomatik ilişkilerinin belirleyici bir unsuru olmuştur. Osmanlı arşiv belgeleri Amerikan misyonerlerinin Bulgar ve Ermeni ayaklanmalarında hazırlayıcı, koruyucu ve müdahaleci bir rol üstlenmiş olduklarını ve aynı zamanda bu ayaklanmaların abartılı ve Türk aleyhtarı bir tonda Amerika ve Avrupa kamuoyuna aktarılmasında büyük bir görev üstlenmiş olduklarını ortaya koymaktadır. Ayrılıkçı ve yıkıcı mahiyette gelişen misyoner faaliyetlerine karşı Osmanlı Devleti bir yandan bazı önlemler alma yoluna giderken, diğer yandan da ABD nezdinde diplomatik girişimlerde bulunmuştur. Osmanlı Devleti'nin bu tür girişimleri, temelde varlığının devamı için yürüttüğü "denge" politikasının bir gereği olarak ABD ile olan iyi ilişkilerini korumak ve sorunları uzlaşı ile çözmek zemininde gelişmiştir. Ancak, Osmanlı Devleti ile Amerikan misyonerleri ve ABD ile ilişkilerde ve sorunların çözümünde süreç genellikle Amerikalılar lehine işlemiştir. Bu kitapta, Osmanlı topraklarında yürütülen Amerikan misyoner faaliyetlerinin özellikle siyasi yönünü ele alınarak, Osmanlı Devleti üzerindeki etkileri ve Türk-Amerikan ilişkilerine yansımaları ortaya konulmuştur.