Savaş naraları, ay ışığının aydınlattığı vadiye serili henüz dumanı tüten bedenleri okşamaya koyulmuş derişik bir sis gibi kıvranıp dururken havada, sunduğu yaşama ihanetin ulağı olan kan damlalarını içer toprak ana. Ecelin soğuk elleri yansırken kızıla boyanmış demir zırhlardan ve birer birer dökülürken soy ağacından kopan sarı yapraklara yazılmış isimlerin heceleri, toprak koynuna alır adların sahiplerini. Onlar ki, geçmişin özenle bakıp büyüttüğü çocukları, geleceğin ise mezar taşlarıdırlar.