İnsanın tek sahip olması gereken hak, istediğigibi geberebilmesidir… Ve bu esnada başkasınınyardımına gerek duymamasıdır…"Yıkıma giden, melankoli nöbetlerine tutulmuş yaşamlar vekaçınılmaz sona doğru bir koşu…Öldürücü, anlamsız ve sonuca odaklı bir çılgınlık krizi…
Kendisi de ilk eşiyle intiharın sınırına gelmiş, ancak ikinci eşiyle amacına –kendi mutlak sonuna– ulaşan StefanZweig'dan her biri derin izler bırakan, tükenmişlik içinde dahi gururundan ödün vermeyen insanların, ölümü yani mutlaksonu bir şekilde varlıklarını kanıtlama yolu ya da kurtuluş olarak hissetmelerinin hikâyeleri… Evet, her biri kaçınılmazsona ulaşacaktır… Hepimiz gibi… Ancak onları diğer herkesten ayıran, ölümü kendi ellerinde tutuyor olmaları…Başarılı psikolojik tahlilleriyle kendini klasikler arasına kabul ettiren Stefan Zweig'ın intiharla özdeşleşmişhikâyelerinden biri olan Amok Koşucusu ile aynı adı taşıyan; umutsuzluk, yitirilmişlik, boşluk, hayata tutunamamak, terkedilmişlik ve değersizlik gibi sebeplerle mücadele eden yedi insana ait yedi ayrı intihar ve ölüm izleğinin işlendiği bueserde, insan psikolojisinin en derinliklerine inerken hayatısorgulamadan duramayacaksınız.