Maksim Gorki'nin dünyada en çok okunan ve neredeyse tüm dillere çevrilen ölümsüz eseri Ana, toplumcu gerçekçi edebiyat türünün en önemli örneklerinden biridir. Ana, fabrika işçileriyle köylülerin içinde bulundukları şartları değiştirmek için devrimci bir yola giren ve bu uğurda mücadele veren insanların hikâyelerini bir kadının, bir annenin bakış açısından anlatır. İşçi hareketlerinin daha yeni yeni filizlendiği sırada, kocasının on yıllar süren şiddetine maruz kalan kendi halinde bir kadının ateşli bir devrimciye dönüşmesinin hikâyesidir Ana. Maksim Gorki, devrimi bir kadının ağzından anlatarak dünyaya âdeta şu mesajı verir: Devrim, tek başına erkeklerin getirdiği bir şey değildi; kadınların mücadelesi, hareketin başarıya ulaşmasını sağlayan güçlü ve değerli bir etkendi. Yalın bir anlatımı tercih eden Gorki, karakterlerini de köylülerden ve işçilerden seçerek, devrimin bu kesimlerce daha net ve kolay anlaşılır olmasını amaçlamıştır. Ana, yüz yılı aşkın bir süredir, insanlara daha iyi bir yaşam için mücadele etmenin önemini anlatıyor.