Somuncu Baba'dan (Hamiduddîn-i Aksarayî) başlayarak Hacı Bayrâm-ı Velî ile bu topraklara nice mana incileri saçan Bayrâmî-Hamzavî Melâmiler, arkamızda bıraktığımız bu yüzyıla kadar, vakar ve sırlı bir şekilde varlıklarını sürdürmüşlerdir.Anadolu Erenleri olan Bayrâmî-Hâmzavî Melâmiler, sûfîliği Emevî tortulardan arındırarak, yeniden Nebevî ahlâkın önderliğini yapmışlar; bu asil hizmeti gerçekleştirirken de canları pahasına doğruluğun ve hakikatin timsali olmaktan geri durmamışlardır.Bayrâmî-Hamzavî Melâmiler, Anadolu medeniyet havzası içerisinde kök salan tasavvuf kültürünü ve diğer tüm tarikatları derinden etkileyerek; bu güzel toprakların hem sır sahibi nazenin erenleri, hem de velâyet ehli vâris-i nebileri olmuşlardır.Anadolu evliyâlarının aşk-u muhabbet sofrasına eşsiz lezzetler sunan melâmet hırkası erenleri, daima kendilerine has bir neşe, idrak, temyiz, temkin, teenni ve edeb ile sır olarak gelmişler, sır olarak kalmışlar ve sır olarak Hakk'a yürümüşlerdir...Dünyevîleşen ve vakıf gelirleriyle geçinen tarikatların kılık kıyafete, makama, keramete, taca, hırkaya ve şekilciliğe daha çok itibar eden tutumlarına karşı çıkan Bayrâmî-Hamzavî Melâmiler; tasavvufu, cemiyet içersinde atıl kalarak tembel ve tüketici olmakla bayağılaştıran bütün sığ ve çiğ sûfî anlayışların karşısında yer alarak; tasavvufî geleneği yeniden sahih ve nebevî ana arterleri üzerine oturtmaya çalışmışlardır.Bu kitap, melâmet hırkasının aziz hatırasına ithafen, onları daha yakından tanımak için yazılmıştır..Kim bilir? Belki de halen aramızdadırlar!