Her köşesinden ilim, irfan ve sanat fışkıran devasa bir dergah gibidir Anadolu. Asırlar boyunca, gönlü yaratılmıştan Yaratan'a çeviren, halk içinde Hak ile beraber olmanın talimini yaptıran ruhsal tecrübenin ışığında yol almıştır bu topraklarda yaşayanlar. Cihan Padişahı Kanuni bile;
Padişah-ı alem olmak bir kuru kavga imiş
Bir veliye bende olmak cümleden ala imiş
Diyerek Osmanlı'nın dini, fikri ve ilmî varlığını besleyen bu manevî otoritenin önünde diz çökmüştür.
Anadolu Tasavvuf Tarihine Notlar, Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç'ın Anadolu'nun fethinde bizzat rol alan Alperen dervişlerden Nazım Hikmet'in şiirine, İbn Arabi'den Aziz Mahmud Hüdai'ye, İstanbul'un tekkelerinden tasavvuf mûsikîsine kadar pek çok konuda bu coğrafyada yaşanan mistik tecrübeye ışık tutan yazı ve söyleşilerini bir arada okurlarına sunuyor.