Elinizdeki kitap, Alevilik ve Alevi varlığı üzerine örtülmek istenen milli, etnik yaklaşımları ve hegemonik iklimi sorgulamaktadır. Günümüzde Aleviliği farklı düzeylerde farklı yaklaşımlarla ele alma çeşitliliği içinde en dikkat çekici ve sinsi olanı, burjuva devletin politikası ve söylemidir. Bu çalışma,devletin, Alevileri "Alevi Sorunu" üzerinden asimile etme,Aleviliği, egemen İslami anlayışın temel referans noktalarından ele alarak tanımlama, sınırlama ve sınıflandırma çabalarına yönelik eleştirel olmayı ve karşı duruşu salık vermektedir. Aleviler, Aleviliğin tarihsel/sosyolojik kapsamına ve derinliğine sahip bilimsel bir bilinçle donandıklarında ancak, Alevilerin kendi inançlarına ve kimliklerine yönelik müdahaleyi savuşturabilir, kendi kaderlerini belirleme gücüne kavuşabilirler. Milliyetçi bakış açılarının ve resmi İslamin Alevilik üzerindeki örtüsü kaldırıldıkça, doğa-insan, insan-toplum ilişkisi sarmalında şekillenmiş hümanist kültürel değerler bütünü açığa çıkar ve anlaşılır. "Alevilik İslamın neresinde?" şeklindeki yanlış soruyu, "İslam Aleviliğin neresinde?" biçiminde düzeltip sorma noktasında atılmış küçük bir adım olarak değerlendirileceğini umuyoruz.