Tuna, bir odada gözlerini tavana dikerek dinleneceği günün hayalini kurardı hep... Şansa bakın! İsteği masallardaki gibi şıppadak gerçek olmaz mı!
Tuna'nın başına ne mi geldi?
Az bilinen, nerdeyse on binde bir rastlanan bir şey! Tuna, ilaçların yan etkisi denemeleri için kobay olmadı. Uzay kampındaki uzun süreli uzay görevinin, astronotlarda yaratacağı psikolojik etkileri araştıran gruba denek olarak da girmedi. Hepsinden farklı, bambaşka bir şey geldi başına.
İlk iki gün yalnızlık çekmedi ve birileriyle konuşmaya ihtiyaç bile duymadı. Ama sonra... Bir değil, birçok gün yalnız kalacağı fikrine alışması zordu. Neyse ki teyzesinin kartondan yaptığı bir teleskop, Tuna'nın odasındaki pencereyi kocaman bir dünyaya açtı. Tuna'nın gördüğü, yüzlerinde rengârenk anahtar desenleri olan bir peron dolusu insandı ve o yüzlerdeki anahtarları sayıyordu...
Usta yazar Sevim Ak, çocuk edebiyatı alanındaki 30 yılı aşkın deneyimi ve özgün anlatımıyla bu romanında, tüm okurlarını anahtar deliğinden içeri davet ediyor.