Doğrusu, varlığının tümüyle farkında olmak çok azına nasip olur. İnsan, herkeste sabit olan kapitalist dürtüleri nedeniyle, katıksız faydası için kendini tanımayı, ehemmiyetsiz menfaatler için başkalarını tanımaya tercih eder. Böylece insan, dervişlikten çıkar, kapitalizmin çarklarına girer. Bütün dünya kapitalist savrulmaların başak tarlasına dönüşür. Ta ki tohumlarını saçmak için en doğru rüzgâra kapıldığını düşündüğü anda biçilene kadar…
Elinizdeki eser, kapitalizmin geri dönüşü olmayan son oyununun az öncesinde olduğumuzu ifade ederken yegâne çıkış olarak İslam ekonomisi üzerine fenomenolojik bir deneme sunar. Bunu yaparken mülkiyet ve ekonomi politikası gibi temel başlıklarda yeni bakış açıları getirir.
Eserin, İslam ekonomisiyle İslam kapitalizmi arasına paradigmal seviyede tartışmalarla kalın bir çizgi çektiğini de not etmek gerekir.