1924 Anayasasına her ne kadar tek parti siyasi iktidar döneminde kanunların anayasaya uygunluğu teorik olarak kısmen tartılmış olsa da konu sadece bu düzeyde kalmıştır.
1961 Anayasasından itibaren kanunun anayasal düzeyde anayasaya uygunluk açıkça benimsenmiştir. Bu kural 1982 Anayasasında da devam etmiştir.
Günümüzde de Anayasa Mahkemesi kanun hakkında aykırılık kararı verse bile, bu karar Resmî Gazetede yayınlanıncaya kadar hukuksal bağlılık oluşturmaz. Bu durum kanunun anayasaya uygunluğunu etkisizleştirmektedir. Siyasal iktidar bu durumu çok iyi bilmekte ve aykırılık kararı verilmiş olsa bile ilgili kanunu uygulamaya devam etmektedir.
Anayasa Mahkememiz, 2002 yılı öncesinde siyasi iktidarın anayasaya aykırı tutumu aşmak için bir yorum geliştirmiştir. Bu bağlamda siyasal iktidarın anayasaya aykırı bu tutumunu etkili şekilde engellemek için bazı önemli kanunlar henüz iptal karar vermemiş ya da henüz kararını açıklanmamış olsa bile belirli süreye kadar veya nihai kadara kanun kanunun kısmen veya tümüyle durdurma kararı verebilmiştir.
Türk Anayasa Mahkemesi kanunu durdurmaya ilişkin kararında Alman Anayasa Mahkemesini örnek almıştır. Ancak bu yetkinin Alman Anayasasında kanun düzeyde açıkça düzenlenmiştir. Buna karşılık Türk Anayasa Sisteminde bu karar yorumla geliştirilmiştir. Böyle olsa da bu yorum tek iktidar döneminden beri uygulanamamaktadır.