Engelli olmak önce yüreklerde başlar. Oradan da tüm benliğini sararak hayatı çekilmez hale getirir ya da bu duygularına ve çevresindeki duyarsızlığa başkaldırarak yüreğinin götürdüğü yere gider: Engelsiz yüreklere...
Bu andan itibaren de, önünde dağ gibi yığılmış olan kaldırımda yürümek gibi basit engeller yavaş yavaş eriyerek, bazen engelsizlerin dahi ulaşamayacağı menzilleri bile tek tek geride bırakır. Tabii bunun için de onlara önyargılı bakmayan "engelsiz yüreklerin" yardımcı olması, hayatı onlar için kolaylaştırması gerekir.
İşte elinizdeki kitabımızda bu amaç uğrunda gösterilen çabalar, ilgisizlik, adamsendecilik ve merhametsizlik gibi yüreklerdeki engellerin kaldırıldığında, toplumun her kesiminde nasıl gülbahçelerin oluşturulabileceği; anılar ve öykülerle roman tadında anlatılmaktadır.
Öte yandan tam üç yüz yıldır özyurtlarında günyüzü gösterilmeyen, akıl almaz sürgün ve zulümler gören Kırım Tatar Türkleri'nin; savrulmuş oldukları geniş coğrafyalardaki yaşamlarına, Çorum Alaca'nın şirin köyü Kalecikkaya'da bir mercek tutularak birbirinden güzel anılarla bu güzel insanlar bize tanıtılmaktadır.
Bugüne kadar görmediğimiz formatta bir kitabın sunduğu güzelliklerin hep devam etmesini diliyoruz.
TAKRİZ: Şükrü Bilgili, yaşamış olduklarından derlediği anılar ve öykülerde aynı parça içinde okuyucuyu hem ağlatmayı, hem de güldürüp düşündürmeyi başarırken, bu üslupta; kendisi de bir Kırım Tatarı olan ünlü gülmece yazarı Aziz Nesin ve dünyaca ünlü Kırım sevdalısı yazar Cengiz Dağcı'dan izler görüyoruz.
-Mustafa Semih Arıcı