Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önde gelen şahsiyetlerinden biri olan Adalet Ağaoğlu, önemli dönüşümlerin yaşanmaya başlandığı yıllarda roman türünde metinler üretmeye başlar. Gerçi onun, edebiyat dünyasına girişinin kırklı yılların sonlarında olduğunu ve bu yıllardan itibaren eleştiri, şiir, tiyatro türlerinde önemli eserler vermeye başladığını biliyoruz. Ancak Adalet Ağaoğlu, hiç şüphe yok ki, asıl yetmişli yıllardan itibaren kaleme almaya başladığı gelenekten son derece ayrı romanlarıyla dikkatleri üzerine çeker. Bu romanlar, gerçekten biçim ve içerik bakımından kendine özgü özellikleri olan, öncekilerden farklı, ciddi sorunlar etrafında dönen ve düşünce üzerine kurulu romanlardır. Romanların bu yönü, onun edebiyat dünyasında zaten var olan isminin ölümsüz şekle dönüşmesini sağladığı gibi bundan önce ve sonra edinmiş olduğu tiyatrocu ve hikâyeci kimliğini de büyük ölçüde gölgede bırakır. Bu nokta bile, onun ne derece önemli bir romancı olduğunu gösteren küçük bir işarettir.
Türk insanına bakışı ve görüşüyle, Türkçesindeki ustalıkla Türk edebiyatının ölümsüz kalemleri arasında yerini alan Adalet Ağaoğlu'nu, bu nitelikleriyle, bir 'anka kuşu' gibi değerlendirdik. Bu kitap anka Kuşu'nun gördüklerini ve yazdıklarını değerlendirme ve anlama çabasıdır.