İlişki temelli bir canlı olarak varlığımızı sürdürebilmek için anlamak, anlatmak ve anlaşılmak zorundayız. Toplumsal yaşamın kalbinde yer alan ve iletişimin vazgeçilmez bir unsuru olarak her gün bize yeni bir 'hayat' sunan dil, kanıksadığımız ve 'elde var bir' saydığımız için değerini kolaylıkla gözden kaçırabildiğimiz mucizevi bir olgu. Oysa yaşamın çok yönlü akışı içinde duygu ve düşüncelerimize tercüman olan dile ilişkin kimi temel sorular çoğu zaman aklımızdan hiç geçmeyebiliyor:
Nasıl oluyor da birbirimizi anlayabiliyoruz?
Neden birbirimizi yanlış anlayabiliyoruz?
Örtülü/dolaylı bir ileti nasıl oluyor da dinleyende karşılık bulabiliyor?
Gündelik dilin sözcükleriyle kurulan şiir dilini farklı bir 'dil' kılan zihinsel işleyiş nedir?
'Bağlam içinde oluşan anlam' olgusunu Bağıntı Kuramı çerçevesinde ele alan bu kitap özellikle iletişim, dil, dilbilim, edimbilim, söylem çözümlemesi, göstergebilim, deyişbilim, yazınbilim, sözbilim, çevirebilim ve dil öğretimi gibi alanlara ilgi duyan okurlar için bilişsel bir pencere sunmaktadır.