nlam ve anlamsızlık üzerine filozoflar da çeşitli fikirler yürüterek, çelişkiler yaşayarak bunu sorgulamış ve üzerinde duragelmişlerdir. Din öğretilerine ve özellikle de İslam inancına göre Allah'ı anan, hatırlatan her şey anlamlı; Allah'ı anmayan, hatırlatmayan her şey ise anlamsızdır. Anlamsızlık, değişik ifadelerle saçmalıktır, boştur, zaman kaybıdır.
İnsan, en başta kendisi olmak üzere hayatı, dünyayı, son kez nefes vereceği anı düşünerek sorgular. 'Nereden geldim, nereye gidiyorum?' soruları, insanın en çok sorduğu ve insanı en çok zorlayan soruların başında gelir. Ölümün tüm canlılar için bir son nokta olması, ömrümüz boyunca gerçekleştirdiğimiz ve her anımızı dolduran eylemlerimizin anlamı üzerinde bizi düşünmeye zorlar. Bu, pek çok kişide vuku bulur. Ancak insanların çoğu, özellikle dine inanan kişiler, ölümü anlamsız değil, bir bitiş değil, bir son değil, yaşam döngüsünün mutlak bir parçası olarak görürler. Bu görüşteki kişiler için ölüm, yeni bir hayatın başlangıcıdır. İşte bu kişiler, o yeni hayatın gerekliliklerinin bilinciyle, bu dünyadaki yaşantısını düzenler ve buna göre yaşamaya çalışır. "Dünya fani, ölüm ani…''