Hayatı Yeniden Kurmak, kimi anaakımla bağını koruyarak kimi ondan koparak kendi patikasını açmış yazarların anlatı üzerine düşünmelerinin izini sürüyor. Anlatının hem yaşamla ilişkisinin süreklilik içindeki değişimlerini hem kendi içindeki dönüşümlerini tartışmaya açıyor.
Karşılaşmalar alanı olarak anlatının sınır boylarında gezinen yazarların dünyayı, yaşamı yeniden anlamlandırma olanaklarını, olasılıklarını düşündürürken edebiyatın-yazının kendimizi ve birbirimizi duyabilmenin mekânı olduğunu hatırlatıyor.
Edebiyatın var olanın, verili olanın çemberinden yaşamı çıkarıp yok sayılan, görmezden gelinen ve unutulanların hafıza mekanına dönüşebilme gücünü yazarların yazma tecrübeleri ile yansıtıyor.