Gerçek bir yaşam…
Gerçek bir mücadele öyküsü…
Dramatik anlatımdan uzak otobiyografik bir hikâye…
Önce kulaklarım gitti.
"Gitmesi için bir sebep yok, sen duymak istemiyorsun," dediler.
Sonra aldatıldım… Bu sefer bacaklarım gitti.
"Aldatıldığını kabullenirsen hepsi düzelir," dediler. Kabullendim…
Ayağa kalkıp yürümeyi başardım ama kulaklarım geride kaldı. Tekrar âşık oldum. Bir süre sonra ayrıldım. Bu sefer ellerim gitti.
Reddettim. "Bunların nedeni aşk olamaz," dedim.
"İçindeki adam seni kandırıyor. Akıl hastanesine yatmalısın," dediler.
Ağrıdan yerlerde sürünürken, zihnimdeki adamı yenmek için ilaç almayı reddettim.
Ellerimi geri aldım… Bir kabullenişi yaşamak için kendimi hazırladım.
Ama doktorlar, "Pardon… biz yanılmışız," dediler. İçimde başka bir adamın yaşamadığını ve gerçekten hasta olduğumu söylediler.
Güldüm geçtim…
Gözlerim körleşmeye başlayınca tekrar doktora gittim.
"Yapılacak bir şey yok. Körlüğe ve sağırlığa alışıp böyle yaşamayı kabullenmelisin," dediler.
Reddetmek istedim. Her şeyden vazgeçip pes etmeyi düşledim.
Ama yapamadım… Pes etmeyi bir türlü kabullenemedim…