Vefakârlığını, arkadaşlığını, öğreticiliğini, eğlenceni, sevgini, yemeklerini, gülüşünü çok özlüyorum. Siz gittiğinizden beri hiçbir şey eskisi gibi olmadı… Eskisi kadar mutlu olmadım hiç mesela… Mutlu oldum elbette ama hiç siz olduğunuz kadar coşkulu yaşamadım. Eskisi kadar üzülmedim mesela, üzüldüm elbette ama sizi kaybettiğimde yaşadığım acı ve üzüntü gibi olmadı hiçbiri. Acılara karşı törpülenmiş hissediyorum kendimi.
Hayat siz gittiğinizden beri hiç vazgeçilmez olmadı, mesela… Elbette ki hayat yaşamaya değer ama hayata dair bağlılığım, sizin varlığınızdaki gibi değil artık. Siz gittiğinizden beri dünya daha bir yalan, hislerim daha bir sıradan, sevgim daha bir yüce,
kırgınlıklarım daha bir anlamsız oldular. Hani biz çocukken "sen büyüyünce" derdiniz ya... Siz hayatta olduğunuzda, insanı büyüten ne aşkları, ne başarıları, ne başarızlıkları, ne işi, ne
de gücüymüş. İnsanı büyüten sevdiği kayıplarıymış meğerse…
Siz gittiğinizde anladım...