İşti güçtü, haramdı küfürdü, Fener'di Cimbom'du derken unutulupgidiyor... Sağ, sol, sermaye, Komünist Manifesto... Hiçbiri umurumdadeğil. Ben oldum olası yorulmaktan şikayetçiyim.
Hiçbirimizin,enerjisini atsın da erkenden uyusun denerek parklarda, bahçelerdekoşturulan çocuklardan bir farkı yok…
Askerde doldurtulan anonslu kasetler, kapısında "miras değil alın teri"yazan birahaneler, tuvalete yakın masalar, yarım kalan rakılar, filtresirujlu izmaritler, tuzlu fıstıklar, çiziktirilmiş adisyonlar, kaçak çaylar…
En müstesna huylu kadınlar ve onlara âşık adamlar, yapacak hiçbirşey kalmayınca eve gidip Breaking Bad izleyenler, içlerindeki dolmakbilmez kuyuları birayla dolduranlar…
Engin Barış Kalkan, muzip bir insan sarrafı… Zamane ağzıyla "Aa aynıben" dedirten gözlemlerle örülü hikâyeler anlatıyor.
Anonslu Kaset Doldurulur, herkesin aklından geçenler ama sözedökülmeyenler… Kelebek etkileri…
Sevgi, özlem, kalp çarpıntısı, kıskançlık… Basbayağı çocukluk aşkı.
Ömrün geri kalanına kafa yormayınca her şey daha tatlı.