Antep savunması her kesimden halkın fedakârlığı ile Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki Millî Mücadele'nin bir parçası olarak başarıyla sevk ve idare edilmiştir. Şehrin açlık ve ikmâlsizlik yüzünden tesliminden önce düşman kuşatmasını parçalayarak yapılan "huruç" dahi nizami birliklerin komuta kontrol ve desteğinde başarılmıştır. Huruç girişimlerinde şehir dışındaki nizami birliklerin bir gece içinde üç tabur komutanını şehit vermeleri de bunu göstermektedir.
Antep mücadelesi ağırlıklı olarak şehir halkının "seferberlik"te ateşle imtihandan geçmiş ihtiyat zabitleri ile erbaş ve erlerinin kahramanlığının eseridir. Ancak mücavir sahadan Kilis, Maraş, Malatya gibi şehirlerden gelen muharip unsurlar ve sağlanan maddi destek de önemlidir. Dahası harbi yürüten "Heyet-i Merkeziye"nin çabaları ile Fransız ordusundaki Senegal, Cezayir ve Tunus gibi coğrafyalardan toplanan Müslüman askerlerin bir kısmı mücahit Türk kardeşlerine katılmıştır. Bunlardan bazıları da yaralanmıştır.
Diğer taraftan Antep savunması sadece Fransızlara karşı değil bölgede azınlık bir nüfusla "Küçük Ermenistan" kurma hevesine kapılan Ermenilere karşı da yapılmıştır. Sonuçta işgal ordusu söz ve desteğine bel bağlayan Ermeniler kaybetmiş, yüzlerce yıldır yaşadıkları Antep toprağından silinmişlerdir.
Prof. Dr. Hasip Saygılı, Antep Harbi'ne Yeniden Bakmak adını verdiği kitabını hazırlarken, bilinen Türk kaynakları kullanmakla yetinmeyip İngilizce ve Fransızca erişilebilen Batılı ve Ermeni kaynaklardan da istifade etmiştir.