"...Ey tanrıların yaratıcısı olarak gelen Khepera, tahtına oturdun ve arşa yükseldin Nut annen gökyüzünü aydınlattı sen tanrıların kralı olarak tahtında otururken. Nut anne sana ellerini uzatır ve sana saygı duruşunda bulunur. Manu'nun toprakları seni memnuniyetle kabul ediyor. Tanrıça Maat günün iki mevsiminde seni kucaklıyor. Tanrı Ra, heruKhuti'ye, Osiris'in kutsal ruhuna, onun önünde gerçeği söyleyen ve şöyle diyen Katip Ani: Ey Ruh Evi'nin göğü ve yeri bir terazide tartan ve ölülere gökten bereket yağdıran tüm tanrıları, sizlere selam olsun. Selam olsun sana Tatun, sen ölümlülerin, güneyin ve kuzeyin, batının ve doğunun Tanrılar Meclisi Yaratıcısı; tanrıların yaratıcısı yaşam, güç ve sağlık veren krala göklerin efendisi, Atett Kayığı'ndaki tahtta oturan cömert suretli Tanrı Ra'ya şükredin; semavi varlıklar senden övgüyle söz eder. Tot ve tanrıça Maat günbegün rotamı belirler. Düşmanın yılan ateşe verildi. İblis yılan Sebau baş aşağı asılmış, ön ayakları zincirlenmiş halde arka ayakları Ra'yı ondan alıp götürmüştür. Ayaklanmanın Oğulları artık isyan etmeyecekler. Bayram havası ve neşeli sesler yükseliyor Büyük Yer'de Azizler Evi'nde. Tanrılar, Ra'nın tahtında taç giydiğini gördüklerinde ve onun dünyayı ışığıyla aydınlattığını gördüklerinde memnun olurlar. Kutsal tan-rının çıktığı yolculuk Manu ülkesine dek sürer gider, dünya onun doğduğu her gün ışıkla dolar ta ki o dün olduğu yere ulaşana dek..."