Çehov 1890 yılında, bir sürgün adasında kürek mahkûmlarının korkunç yaşam koşullarını belgelemek için Rusya'dan uzun, zorlu bir yolculuğa çıkar. Tüm zamanların en etkileyici metinlerinden biriyle geri dönmesini sağlayan yorucu bir yolculuk...
Sibirya'daki ilk izlenimlerini ve Sahalin'de kaldığı üç aylık süredeki tüm acı deneyimlerini belgeleriyle kaydetmeye kararlıdır. Bir gazete haberi, bir sosyolojik çalışma, bir seyahat günlüğünden daha fazlasını söylemek ister Çehov: Toplumun kayıtsızlığı.
Herhangi bir ideolojik göstergenin ötesinde bu kitap, umursanmadığı toplumun boyunduruğu altında ezilmiş, acı çeken bir adam, bir kadın veya bir çocuk üzerine, oradaki "insan" üzerine cesur bir incelemedir. Çarlık ceza sisteminin ayrıntılı bir tasvirini de içeren Sibirya ve Sahalin Adası, Çehov'un kariyerinde ve Rusya'da oldukça etkili olmuştur.