Türkler, İslam'ı kabul etmeleriyle birlikte ilk defa girdikleri medeniyet dairesi çerçevesinde sarsıcı bir değişikliğe uğramadan varlığını yüzyıllar boyunca sürdüren klasik Türk edebiyatından başlayarak Cumhuriyet dönemine kadar nasihat içerikli şiirler üretmiştir. Şairler/yazarlar ekseriyetle bir nasihat dini olan İslamiyet'in emir ve yasaklarını anlatmak, insanları doğruya ve güzele yönlendirmek ve ahlaklı bireyler yetiştirmek düşüncesiyle bu türden eserler bırakmayı kendilerine düstur edinmişlerdir. Bu işin yol göstericisi ise esasında Kur'an-ı Kerim ve hadisler olmuştur.
Şairler/yazarlar, beğenilen, takdir gören davranışları teşvik etme düşüncesiyle var olan durumu manzum ve mensur eserler vasıtasıyla açıkladıkları gibi beğenilmeyen davranışları veya toplum için zararlı olan durumları da yine aynı şekilde örnek teşkil etmesi düşüncesiyle somutlaştırıp okuyucuya sunmuşlardır. Bu şahsiyetlerden biri de 'Arâb-zâde'dir. Elinizdeki bu eser, Giriş, Hayatı ve Edebî Kişiliği, Eserin İncelenmesi ve Tenkitli Metin bölümlerinden oluşmaktadır.