"Meraklanıp büyüklerimize sorduğumuzda sağlıklı yanıt alamıyorduk... Asimile olmuşlardı, Kürt ve İslâm kültürünü benimsemişlerdi. Bizi de bu kültüre hapis ettiler... 'Filla' [Kürtçede Hıristiyan] olarak suçlanmamak için daha fazla camiye gidip ibadet ediyorduk. Ama yine de çevrenin gözünde 'Mıslimeni'ydik... Bizim için şöyle söylerlerdi: 'Mıslimeni'dir ama, onlarda yalan yok, iftira yok, hırsızlık yok, dolandırıcılık yok. Hepsi çalışkan ve zanaatkâr, sözlerinin eri.' Önce kötü bir şeymiş gibi 'Mıslimeni' [Kürtçede dönme] diye vurgulayıp, sonra överlerdi." Şırnaklı "Aram" Müslüman çoğunluğun içinde, yüz yıldır Müslüman gibi yaşayan Ermenilerin hikâyesi. Sünni bir Türk/Kürt gibi ya da Kürt/Alevi gibi...
Bazısı, "gibi yaşamak"la kalmayıp, molla-müezzin olmuş, hacca gitmiş. Ama çoğunlukla yine de tam benimsenmemiş, yabancı görülmüşler. Bugün, Ermeni kimliklerine rücu edenler de, Hıristiyan Ermeniler tarafından kabul görmekle ilgili sıkıntı yaşıyorlar. "Her iki tarafın gözünde de dönme" sayılıyor onlar. Vercihan Ziflioğlu, "Ne Hz. İsa'ya ne Hz. Muhammed'e yaranabilen" bu araftaki hayatları anlatıyor. Saklanmanın, yüzleşmenin ve "açığa çıkmanın" deneyimleri...