İnsanların yaşamlarını sürdürebilmeleri ve birbirleriyle anlaşabilmeleri için ya doğrudan söze ya da anlamlı simge ve göstergelere ihtiyacı olduğu açıktır. Bundan dolayı bir arada yaşamaya başlayan toplumlarda peyderpey de olsa dilin derlemesi ve kurallara bağlanılması başka bir ifadeyle gramer kurallarının oluşturulması süreci yapılacak olan faaliyetlerin en başına konulagelmiştir.
Müslümanların geçmişine bakıldığında hem Arap kökenli hem de yabancı olup ama İslam"ı benimsemiş kesimlerin adeta bu dine özgü bir dil üzerinde durdukları, ayrıca dili çeşitli boyutlarıyla çok geniş bir araştırmanın konusu haline getirdikleri görülür. Özellikle Kur'an-ı Kerim'den hareketle doğrudan inanç ve hukuk ilimlerine yönelik çalışmaların yanı sıra sarf, nahiv ve belagat gibi doğrudan dilbilim ve gramer ilmi ile ilintili gayret ve çabalar da hala devam etmektedir.