Uzayda hayat var mı? Sevginin gücü, kozmik mesafeleri aşabilir mi? Bilim, bizleri ölümsüzlüğe kavuşturacak mı? Daha özgür bir dünya mümkün mü? Doğaya karşı yürüttüğümüz savaştan galip çıkabilecek miyiz?
Gelecek hakkında pek az şey biliyoruz ama tarihimize bakarak emin olduğumuz bir gerçek var; Her zaman, sahip olduğumuzdan daha fazlasını istiyor olacağız.
Bu kitap, tarihimiz boyunca süregelen özgürlük, aşk, güç ve ölümsüzlük arayışımızı irdeleyerek onu bugünden geleceğe uzanan maddi ve manevi gelişimimiz ışığında ele alıyor. Doğaya meydan okuyan egomuzu, sınır tanımaz bencilliğimizi, çarpık sevgi anlayışımızı, dar bir bakış açısıyla tanımladığımız ölüm, yaşam ve gerçeklik kavramlarımızı atomlarına kadar parçalayarak onları birbirinden bağımsız yedi özgün hikâye içerisinde yeniden yorumluyor, bizi kendi içimize ve meçhul geleceğimize doğru travmatik bir yolculuğa çıkarıyor.
Depresif, düşündürücü, karanlık ve ilham verici. Tıpkı olması gerektiği gibi...