İnsanların çoğunluğunun kendisini Müslüman olarak tanımladığı Türkiye toplumunda yaşanan ahlak temelli problemlerin ve yozlaşmanın vahameti, dindarlık anlayışımızı sorgulamayı zorunlu kılmaktadır. Toplum olarak övgüden daha fazla eleştiriye ve özeleştiriye ihtiyacımız olduğu ise su götürmez bir gerçektir.
Kitabın kaleme alınmasındaki temel amaç; ritüel temelli görsel dindarlığın hâkim olduğu toplumumuzda, dine aykırı ve dindarlıkla örtüşmeyen tutumları ve davranışları dindarlık tipolojileri yardımıyla ve fetişizme kayan yönleriyle ortaya koymaktır. Amaç, din ile dindarlık arasında açılan makasa dikkat çekmek, bireysel ve toplumsal düzeyde yapılan sorgulamaya katkı sağlamaktır.