"Eskiden televizyonlarda Karadeniz denilince Süreyya Davulcuoğlu, Kâmil Sönmez dışında hiçbir şey göremezdik, geriye kalanlar mahalli statüde olduğu için seslerini bile duyuramazdı ekrandan. Bazıları TRT radyoları sayesinde kendilerine bir mecra bulsalar da Karadeniz ezgileri yıllarca çok az kişiyle temsil edilegeldi.
Çok eskilere baktığımızda Karadeniz müziğinin temellerini atan Giresunlu Picoğlu Osman, Maçkalı Hasan Tunç, Hüseyin Dilaver gibi büyük ustaların özünü bozmadan derledikleri eserler, yıllar sonra kendini bu alanda göstermeye başlayan genç kuşağa adeta fener gibi yol gösterdi. 90'lı yıllara gelindiğinde eşikten bize selam veren birkaç öncünün çabalarıyla bambaşka bir kültürün kapıları da aralanmış oldu. Sonrasında ise bu değerli isimleri takip edenler, kendilerinden önce yollarını açmış insanlardan aldıkları cesaretle daha da derinlere inmeye çabaladılar. … Kendilerini müzikleriyle, sözleriyle, tavırlarıyla var etme çabası gösteren çoğu 20'li yaşlarını süren birçok genç Karadeniz'in farklı hallerini anlatma çabasına girişti.
Mehmet Akif Ertaş'ın … Karadeniz'in çoksesli, çok dilli, çok kültürlü yapısına vurgu yapan, Karadeniz'in derinlerine inme gayreti gösteren ve bu nedenle de yerleri hep ayrı kalacak isimlerine yaptığı bu "zoom"lama çalışması sayesinde Karadeniz müziğinin gerçek temsilcilerini de yakından tanıma imkânı bulunabiliyor. …
Ben okurken, her bir kişinin şarkısıyla farklı bir yolculuğa, belki Karadeniz'in engin dalgalarına, belki yüksek ve heyecan verici dağlarına, köylerine, yaylalarına doğru bir yolculuğa çıktım. Siz de bu kitabı okuyarak Karadeniz müziğinin doğru notalarını bulmuş olacaksınız, hayde hayde…"
Uğur Biryol