Muhammed, hayatımın akışına adeta müdahale etmişti. Anlattıkları ve küçücük yaşında başına gelenleri dinledikçe küçüldüm, ufalandım, mahcubiyetten yok oldum. Birkaç gün sonra beni evlerine götürmesini istedim. Ailesinden izin alıp böyle bir şey yapabileceğini söyledi ve o gün geldi...
İşte "Muhacir Günlüğü", hayatımın olağan akışını değiştiren bu olağan karşılaşmanın ürünüdür. Bu sadece Muhammed'in hikâyesi değil, onun gibi savaştan göçüp gelmiş, kendine güvenli bir liman olarak İstanbul'u seçmiş çok sayıda mültecinin de hikâyesi. Muhammed sayesinde tanıdığım başka muhacir ailelerin trajedileri de kitabın sayfaları arasında sizleri bekliyor.
Ben, yaşarken çok ders çıkardım kendi payıma. Yazarken de...
Siz sevgili dostlar... Bu sarsıcı notları okurken siz de çok şaşıracak, "bu kadar da olmaz ki" diyeceksiniz. Belki de hayatınızın akışına müdahale edip siz de bir muhacirin derdini dert edinmek, bir yetimin başını okşamak isteyeceksiniz.