Hayatın her yanını yoklayan edasıyla, billur bir kadehte dünkü ve bugünkü çehresiyle yeşilin ve suyun çocuğu olan, bir şehir durur karşınızda.
Sevgiliden gelen el yazması mektup zarfının açılmadan önceki heyecanı sarar tüm bedeninizi. İnsanı hayal gücüyle buluşturan acılarınızı omuzlayan bu şefkat ve hamiyet şehri, hafızalarda silinmeye meydan okur tavrıyla, güzellikleri uzatan el olur ilk anda size.
Özlem duyulan, hasret çekilen, hayal edilen bu şehir, yüzünü aydınlığa döndüren bir ayçiçeği, daima gülümseyen hercai bir menekşedir.
Sizi büyüleyebilecek, gönlünüzü çelecek, güzelliğinden emin olacağınız yeşil gözlü bir yavukludur artık o. Cennet ikliminde, medeniyet rüzgârının estiği alanlara, ruhunuzu huzur limanlarında gezdirecek mekânlara sahip olan Elâzığ'ı, üstünde Kur'an'ı Kerim asılı olan kapısında, sizi bir bayram coşkusuyla, sultanların ağırlanacağı bir ihtişamla bekler görürsünüz.
Vuslat duygusunu hissettiren, içinde uyandığınız bir hatıra tadı veren, güzellikler çoktan sarmıştır etrafınızı.
Şehir, şuurlu ruhuyla, etrafınıza sırça saraylar kurmaya başlar adeta. Dokunulmamış bir gelin yatağını andıran mekânlarıyla, en güzel takılarını takmış, ıtır kokularını sürünmüş, nazlı bir sevgili edası ile pembe yanaklı çocukların gözlerindeki sevinçle ve büyülü bir duruşla sizi selamlar.
Tarif edilmez bir sevda eşliğinde, sırrını kavratmak isteyen bir istekle, sizi karşılar.