Anne, cezaevi duvarından atlarken bacağını kırmıştı. Yoldan geçen arabalar hızla uzaklaşıyor, hiçbiri durmuyordu. Sonra gecenin derinliklerinden bir motor sesi duyuldu, durdu ve onu yanına aldı. Anne, ayağını tekerleğin kenarından uzatıp iki koluyla Julien'in omuzlarına yapıştı. Başka bir asır başlıyordu... Albertine Sarrazin'in gerçek yaşam öyküsünden yola çıkarak yazdığı Aşık Kemiği ilk kez 1965'te yayımlandı ve birkaç ay içinde onu Fransa'nın ünlü yazarlarından biri yaptı. Sarrazin, kabullenmesi beklenen hayata isyan ettiğinde on beş yaşındaydı. Evlatlık verildiği aile ile anlaşamadı, ıslahevine yollandı, oradan da cezaevine. Fakat bir yıl sonra firar etti. Kaçışına yardımcı olansa başka bir kanun kaçağı olan Julien'di. Bundan sonra kırık bacağını sürükleyerek yeni bir hayata başlayacaktı. Her an yakalanma korkusu yetmezmiş gibi bir de insanların ikiyüzlülüğü ile boğuştuğu, yalnızlık dolu bir sürgün hayatı... Albertine bu zorlu kaçışın sonunda aşka ve edebiyat tutkusuna sarılarak, kendini yeniden yarattı. Fakat üç roman sığdırabildiği bu hayat, sadece yirmi dokuz yıl sürecekti.