Âşıklık geleneği, Türklerin Müslüman olmadan önceki toplumsal hayatında mühim bir yere sahip olan ozan-baksı geleneğine dayanmaktadır. Bu gelenek İslam dininin kabulü ve tasavvufun yaygınlaşması neticesinde yerini âşıklık geleneğine bırakmıştır. Böylece ozanın yerini âşık, ozan-baksı geleneğinin yerini ise âşıklık geleneği almıştır. Yaşanan bu değişimin nirengi noktasını tasavvuf düşüncesi ve kültürü oluşturmaktadır. Tasavvufun âşıklık geleneği üzerindeki etkisini ortaya koymayı amaçlayan elinizdeki bu kitapta, âşıklık geleneğinin teşekkül süreci, gelenek unsurlarında yer alan motifler ve âşık şiirine yansıyan tematik muhteva tasavvuf perspektifinden incelenmektedir. Âşık edebiyatı ile tasavvuf alanı arasında yapılan ilk interdisipliner araştırma olma özelliği taşıyan bu eserde, ayrıca tasavvufun Osmanlı döneminde halk tabanına ne derece yayıldığını görme imkânı sunulmaktadır. Nitekim halkın sözcüsü olan âşıklar bir yönüyle bireyden öte toplum demektir.