Elinizdeki kitapta; mitolojiden çağdaş anlatıya, felsefeden politik eleştiriye, şiirden romana, tiyatrodan sinemaya, ortaçağın dinsel düşünce dünyasından günümüz rasyonalizmine, modern kültürden postmodern beşerî iletişim diline, nihayet Ortadoğu kültüründen Avrupa merkezli düşünce dünyasına değin sınırsız dünyalarla karşılaşacaksınız. Ancak endişeye mahal yok, bütün bu değinmeler ve irdelemeler, elinizde olmadan tanıklık edeceğiniz, fakat tutkuyla bağlanacağınız karakterlerin gizemli, çekici dünyalarındaki cereyanlardan başka herhangi bir karmaşıklık içermiyor. Bu sadelik, yalınlık ve naiflikle ister istemez bağ kuracaksınız. İster istemez karakterlerle empati yapacaksınız. Herhangi bir çabaya gerek kalmaksızın; dinin, felsefenin, edebiyatın, gurbetliğin, yokluğun ve yoksunluğun, kültürler arası savaşın ve insani dayanışma olanaklarının evrenine dalacaksınız.
Uzun yıllardır tanıdığım, fakat esasen tiyatro ve şiir sanatının nefes aldığı mahallelerde gezip tozmalarıyla bildiğim Kenan Taşkesen, kalemindeki kudreti, ilk kez bir roman denemesinin emrine vakfetti. Onun için bir deneme, ancak edebi metinlere ilgi duyan okurlar için, dili ve hikâyesiyle klasikleşme potansiyeli taşıyan özgün bir roman.
Felsefenin prensi Spinoza ile politik mücadelenin prensesi bir kadını, Homeros'un Aşil'i ile İstanbul Büyükada'da komilik yapan bir çocuğu, bunlar ve daha başka karakterleri, çok katmanlı bir evrende bir araya getiren ve aşkla birbirine bağlayan bu hikâyenin bir solukta okunacağına eminim.
Ömer Leventoğlu