Aşkını doğayla özdeşleştiren Şair, imge ve betimlemeleriyle, dizelerini dantel gibi örüyor. Aşksız yaşanamayacağını /aşksız geçen günleri yaşamdan saymadığını; yaşam lâbirentindeki çelişkileri, tutarsızlıkları, vurdumduymazlıkları, sosyolojik çürümüşlükleri, hayal kırıklığı / kırgınlıkları yüreğinde izler bırakan, kor ateşi gibi ıstırap yumağına rağmen; her daim sevdasıyla barışıktır. Yüreğinin derinliklerinde hissedilen engin sevdası, ulvi aşkına olan vefa ve sadakatinin yanı sıra; duygusal ve hümanist duruşunu her zeminde koruyabiliyor. Çocukluk-gençlik / yatılı öğrencilik yıllarındaki fırtınalı gel-gitleri, onu bir hayli yıpratmasına rağmen; hayata küsmüyor, yaşama ümidini diri tutuyor. Haksızlıklara, adeletsizliklere haykırıyor; eşitlik ve özgürlüğü şiar ediniyor, zulüm ve sömürüye kayıtsız kalmıyor. Şiirleri toplumsaldır, ütopyadan uzaktır, Şair dostumu yürekten kutluyorum, nice yapıtlara, yolun açık olsun. Musa Dinç