Söze asaletini teslim ediyor Sedat Yılmaz. Asırlık söz geleneğinden devşirilen nezaketli ve incelikli kelimeler ve anlatımlarla şekillenen, içtenlikli ve geleneksel bir sohbet havası ve ikliminde gelişen Asitâne romanına, eski ama eskimeyen zamanlara dair estetik kelâmın sözel bir ziyafeti diyebiliriz. Asitâne boyunca, samimi bir sohbet halkası eşliğinde Söz'ün ve Aşk'ın ruhunuza yansıyan şualarında, latâfet ve zarâfetin serin deryasında, Tasavvuf'un ve Kelâm'ın hikemî mekânlarında ve Dünya içre yaşamınızda bir pir-i fâni, garip bir yolcu olduğunuz gerçeğine rastlayacak, fenâ âleminden bekâ âlemine yönelik bir yolculukta edeple taçlanmış bir 'edebiyat'ın eskil-estetik tadına varacak, kaybolan değerlerin, yitirilen ses ve söz ambarının ağır ve koyu hüznünü duyacak, bugüne dair bakışta da Öz'e dair yeni farkındalıklar elde edeceksiniz.
Sedat Yılmaz, Asitâne romanıyla Sözün Düşüşü'ne kelimelerin boca edildiği bu yapma ve yapay post-kültürel bir zamanda Söz'ü tutup ayağa kaldırıyor, Söz'e ve Söz Ustalarına, Erlere, Erenlere, Pirlere hak ettiği yeri veriyor, Söz'ün Ruhu'nun ölmediğini Gelenek'ten el alan mahir zekâsı ve sözü biçimlendirme yeteneğiyle önümüze, ufkumuza, gönlümüze seriyor.
Asitâne, uzun zamanlardır binbir karmaşa ve kaos içinde yitirdiğimiz Ruh Denizlerine sözel-estetik bir fener tutuyor.