İnsan bir ölüme bir de sevdaya böylesine yenik düşüyormuş.
Bir ateş ancak başka bir ateşle bütünleşince büyüyormuş.
Bir tan vaktinde gece ile gün birbirinden ayrılırken sardı yangını. Şafak söktü, gün aydı, yabancısı olduğum barut kokusu ruhuma bulaştı.
"Sen benim evimsin Gülfem," dedi bir yemin gibi.
"Şu tenin, her karışını ezbere bildiğim, başkasının el sürmesine dahi izin vermeyeceğim vatanım. Benim tüm savaşlarım sana, senin uğruna.
Sen buraya girdiğinden beri..." dedi elimi kalbinin üzerine koyarak.
Avuçlarımın altında güçlü şekilde atan kalbini oldukça net hissettim. "Başkasına böyle attıysa namerdim!" dedi erkeksi gür sesiyle.
"Bu can ki bu canana böylesine teslimken, buralar hep senin..."
Sıcacık elini buz gibi elimin üstüne biraz daha bastırdı.
"Sen benim."