Mevlevîlik ve onun en seçkin eserlerinin başında gelen Mesnevî'nin üzerine oturduğu temel kavramlardan biri ilahi aşktır. Mevlana, "Aşk ister geçici olsun ister gerçek; sonucu, bizi gerçeğe ulaştırır" derken hakikat ile aşk arasındaki ontolojik bağı edebî ve estetik bir lisanla vurgulamıştır. Müzik ise tasavvufun gözünde ruhun gıdasıdır. Ruh bir kere gıdasını aldı mı, yücelir ve kişiyi bedenin kölesi olmaktan kurtarır. İlahi aşk ile ilahi müzik, semâda vücut bulur. Sufilerdeki yaygın inanca göre, Pythagoras müziği icad eden kişiydi ve aynı zamanda Hz. Süleyman'ın talebesiydi. Pythagoras'ın feleklerin yörüngelerinde dönerken çıkardıkları sesleri işittiği ve feleklerin âhengini dinlediğine inanılmaktaydı. Sufilerin gözünde Mevlana da aynı istidâda sahipti. Prof. Dr. Yalçın Çetinkaya, bu eserinde, Mevlevîliğin felsefesini, üzerine oturduğu tarihsel ve kültürel temelleri, en nihayet Mevlevîlikte "aşkın müziğini" birçok kavrama netlik kazandırarak ve konuyu okuyucuya berrak bir dilde sunarak irdelemekte, zarif bir dil ve sağlam bir metotla konuya yeni bir boyut kazandırmaktadır.