Aşklar, ömür dediğimiz yolda güzellikleriyle gönendiğimiz çiçekler değil midir?
Bazı ömürler bir tek çiçekle geçiyor. O fark, aşkın derinliğinden mi?
Dönüp geriye baktığımızda, ister tek olsun, ister çok olsun; yaşanan aşkın/aşkların heyecan yaratan, o rengârenk, albeni dolu güzellikleri kamaştırmaz mı gözlerimizi?
Yaşadıklarımızdan geriye kalan, ömür yolumuzu süsleyen, "aşk izleri"nden başka özel tarihimizde yer eden ne vardır ki?
O izler ki, yüreğimizde bir dövme olarak kalsa da, uçarı bir bulut gibi yitip gitse de, arada bir bizi yoklar dururlar.
'An'lar, anılara dönüşmüştür çünkü ve onlar artık hep bizimledir.
Bu kitapta öncelik onlarda. İnsanın başka hallerinden, diğer yaşadıklarından yola çıkan öyküler ise farklı renkleri taşıyor bize. Hepsinde merkez, insan!